14 Ağustos 2021 Cumartesi

KUDÜS'TE KIYMETLİ BİR DÜKKAN

 


Filistin’de var olduğu günden bu yana sürekli genişleme politikası izleyen İsrail, bu ilhak siyasetinde Kudüs bölgesine özel önem vermektedir. Özel bir statüsü bulunan ve bu statünün sürdürüldüğü Kudüs’ü ele geçirme hedefi ile İsrail, 1967 savaşı üzerine Doğu Kudüs’ü de işgal edince, tümüyle işgal planını uygulama zemini bularak, bölgeye Yahudi yerleştirilmesine ve daha fazla Kudüs topraklarının elde edilmesine özel bir çaba göstermekle beraber, bölgede birçok hukuksuz politika uygulamış ve günümüzde de uygulamaya devam etmektedir. İşgal altındaki Doğu Kudüs’te zorunlu sürgün politikaları, kolektif cezalandırma, ev mühürleme ve yıkma bunlardan bazılarıdır. Bu uygulamalardan bir tanesi de bölgedeki Müslüman esnafı oradan çıkarmak istemesidir. Bugün buna stratejik konumu oldukça önemli olan tarihi bir dükkanın sahibi Filistinli Emad Abu Khadejih ile şahit oluyoruz. Gelin evvela bu dükkanın önemini hep beraber öğrenmeye çalışalım…

Kudüs’te eski şehir bölgesinde bulunan bu dükkan Mescid-i Aksa’nın Silsile Kapısına 40 m, Burak Duvarı’na ise birkaç adım uzaklıktadır. Doğu Roma İmparatorluğu’ndan Haçlılara, Eyyubilerden Memlüklü ve Osmanlı’ya kadar birçok medeniyet tarafından kullanılan bu dükkanın sağında Memlüklerden kalma Taştemuriye medresesi ve medresenin önünde istiridye kabuğu formlu bir sebil bulunmaktadır. Dükkanın solunda ise Memlüklerin emirlerinden Seyfettin Taz tarafından yaptırılan iki türbeli Taziye Medresesi bulunmaktadır.

Dükkanın ortasından yeraltına bir kapı açılır ki; burada Kıyame Kilisesi, Burak Duvarı, Mescid-i Aksa avlusu gibi Kudüs’ün farklı yerlerine uzanan tüneller mevcuttur.

İşte tüm bu özellikleri dolayısıyla İsrail bu dükkan için Emad Abu Khadejih’e 24 milyon dolardan 40 milyon dolara kadar birçok teklifle gitmişse de çocukluğundan beri orada çalışan Emad amcamız baba yadigarı bu dükkan için sunulan teklifleri her defasında ‘’Burası benim değil, Allah’ın’’ diyerek reddetmiştir. Yaşadığı maddi sıkıntılara rağmen Roma’dan kalan sütunlara elleriyle vurarak ‘’Ben bu sütunlar gibiyim. Kudüs’te doğdum ve inşaAllah burada öleceğim’’ diyerek hâlâ kendisine çok güzel hayat şartları sunacak milyon dolarlık teklifleri reddetmektedir.

Beşik tonoz taş örgü tavanı altında Türkiye’den giden herkesi kendi evinde gibi ağırlayan bu asırlık dükkanın sahibi Emad Abu Khadejih tam bir Türkiye sevdalısıdır. Kudüs’ü karış karış gezdikten sonra dinleneceğiniz ilk durak olan bu dükkanda Türkçe ezgilere eşlik edebilir, Türkçe dersi vermek için gönüllü çalışan gençleri hayranlıkla seyredebilir ve hatta Nasreddin Hoca’nın cübbesiyle kavuğuna bile rastlayabilirsiniz.

’Bu topraklarda halkı kucaklayan ve insanca muamele eden son devlet Osmanlı’ydı. Osmanlı’nın geri dönmesini ne kadar temenni ettiğimi anlatmam imkansız.’’ diyerek duygularını ifade etmeye çalışan Filistinli amcamız, dükkanını TİKA’nın restore ettiğini gösteren belgeyi üzerine astığı bir bez parçasıyla saklamak zorunda kalsa da bu üstü örtülü belgenin üzerinde asılı duran Abdulhamit Han portresiyle duruşunu bir kez daha belli etmektedir.

Her köşesinde bir Türk izine rastlayacağınız bu dükkanda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kocaman bir portesi de bulunmaktadır. Türkiye ve Erdoğan sevgisine sadece bu dükkanda değil, o bölgede bulunan birçok dükkanda rastlayabilir ve hatta Erdoğan marşı bile dinleyebilirsiniz.

Fakat tüm bunlar İsrail’in dükkanınıza baskın yapması için güzel bahaneler olacaktır.

Öyle ki birkaç gün önce Recep Tayyip Erdoğan’ın portesini bahane ederek Emad amcanın dükkanına yapılan baskın, sabah saat ondan ikiye kadar sürmüş, çeşitli bahanelerle birçok ceza yazılmıştır.

Elektrik ve aylık vergi dışında, yazar kasa mevcut oluğu halde olmadığı iddiasıyla yazılan cezadan buzdolabının dışarıda olmasına kadar birçok saçma gerekçeyle yaklaşık 800 bin TL ceza yazmışlardır.

Bugün katıldığı canlı yayında Türkiye’ye şöyle seslendi Emad Abu Khadejih:

‘’Belediyeden izin almadan dükkanın içinde tamirat yapmama izin yok. Doğalgaz tüplerine el konmasına rağmen onlar için de ceza kesildi. Dükkanda çay ve su dışında bir şey satamam, izin almak zorundayım. Benim için önemli olan bi şeyler satmak değil, bir şeyler satamasam da bu dükkanı kapatmak istemiyorum. Bu dükkan çok önemli bir konuma sahip. Hiçbir vakıf, dernek vs yanımda durmuyor, çok kötü durumdayım. Bu cezaları 45 gün içerisinde ödemem gerekiyor. Yardımınıza ihtiyacım var. Bu cezaları ödemezsem dükkanı kapatmak zorunda kalırım. Yurtdışına çıkamam, hiçbir yere gidemem. Ben özellikle Türkiye’ye gitmeyi çok istiyorum.’’

Tarih kokan o dükkanın ruhuna, Emad amcanın Türkiye sevdasına ve kararlı duruşuna şahit olmuş biri olarak size tüm bu cümleleri iletmeyi bir vazife bildim kendime.

Günümüzde hâlâ araştırmadan, kulaktan dolma bilgilerle ‘’Filistinliler topraklarını sattı’’ yalanına inananlara karşılık; asırlık dükkanıyla ve kararlı duruşuyla en güzel cevabı veren Emad amcanın sesine ses olmak, düşülen bu yanlışı telafi edebilmek adına belki de güzel bir fırsattır.

Yıllardır Türklere ev sahipliği yapan, tarihimizi ve bizim kutsalımızı muhafaza edebilmek adına mücadele eden bu amcamıza yardım etmek hepimizin boynunun borcudur.

O halde el ele verip gür bir sedayla bağırmanın, birlik olmanın vaktidir.

Temel amaçları Müslüman halkların Filistin davasına ilgilerini zayıflatmak ve Filistin halkının mağduriyetine bigane kalmalarına sebep olmak olan Siyonistlerin ortaya attıkları asılsız iddiaları yok etmenin vaktidir.

Filistin davasının kuru bir toprak meselesi veya sadece Filistinlilerin omuzlarında taşıması gereken bir dava olmadığını; bu davanın ümmeti ilgilendiren ve inançla bağlantılı bir dava olduğunu göstermenin vaktidir.


MELİKE SOSLU


NOT: Yardım için mesut.eryatan veya khanalquds instagram hesabıyla iletişime geçebilirsiniz.

MEHMET ÂKİF'E MEKTUP

  Erzurum,20.12.2023   Pek Muhterem Milli Şairimiz, Her ne kadar yıllardır sizin şiirlerinizle hemhâl olup, âdeta sizinle konuşuyormuş...