15 Temmuz 2020 Çarşamba

ŞAHİTLİĞİN VE ŞEHİTLİĞİN DESTANI



Kapkaranlık bir geceydi.
Sanki hiç aydınlanmayacakmışçasına karanlık...
15 Temmuz 2016, saat 22.00
Ve Genelkurmay'da duyulan silah sesleri...
Bir helikopter yükseliyor karanlığın ortasından.
Silah sesleri gitgide artıyor.
İstanbul'da köprüler darbeci hainler tarafından kapatılıyor.
Dışarıda olanlar hiç beklemedikleri anda kurşunların kurbanı oluyorlar.
Sesler arttıkça yataklarından fırlayan halk, imanlarının verdiği kuvvetle, heybelerinde vatan millet sevgisiyle çıkıyorlar sokaklara; genç, yaşlı, çoluk çocuk demeden şehadete koşuyor herkes.
Henüz kimse, hiçbir şeyin farkında değil; hatta bu kalkışma girişiminde bulunan erler bile.
Evet, kiminin ne yaptığından haberi bile yok. Onlar da tatbikat için yataklarından kaldırılmış ve hain bir oyunun esiri olmuşlardı. Bilmiyorlardı vatana sahip çıkmak için yaptıkları askerlik görevlerinde bir gün vatanı bölmek için uğraşmaya çalıştırılacak görevi alacaklarını.
Halk da şaşkındı. Aradan geçen onca yıla rağmen, barış içinde yaşadığımız ülkemizde beklemediğimiz bir yerden hain bir saldırıya maruz kalmıştık.
Ya özgürlük ya zilletti bu hain saldırının sonu. Ama bu toprağın helal süt emmiş, yürekleri imanla beslenmiş evlatları zalimlere karşı istiklali ve istikbali için direnmişti. Elde bayrak, dilde tekbir ve minarelerden yükselen selalardı bizi bu demokrasi destanında şahit de yapan şehit de…
Kimimiz bir namlunun ucunda umutlarını, hayallerini, gençliğini bıraktı; kimimiz gözündeki yaşa ve yüreğindeki yangına rağmen tüm teslimiyetiyle bir evlat, bir eş, bir kardeş, bir baba…
İşte o koca yürekli, cesur insanlar onurlu ve dik duruşlarıyla bir destan yazdılar.
Her renkten, her görüşten insan o gece tek yürek oldu.
Bir olmayı, diri olmayı, dimdik olmayı öğrettiler bize ve siz gelecek nesillere, evlatlara, evlatlarımıza…
İşte bu destan onca yiğidin temiz ve asil kanıyla, şehadetiyle hayat buldu.
Sonra ne mi oldu?
Sonrasını bir şairin mısralarıyla nakşetmek istiyorum yüreklerinize:
‘’Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır,
Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır…’’
 
MELİKE SOSLU


*Bu yazım, Temmuz 2023'te Genç Yazar'da yayınlanmıştır.

MEHMET ÂKİF'E MEKTUP

  Erzurum,20.12.2023   Pek Muhterem Milli Şairimiz, Her ne kadar yıllardır sizin şiirlerinizle hemhâl olup, âdeta sizinle konuşuyormuş...